Dünden bugüne: Web sitelerinin tarihine kısa bir yolculuk

GenelKategori
Okuma süresi: 5 dk
Murat Erdör

We Are Social ve Hootsuit’in 2018 yılında yayınladığı verilere göre dünyada 4 milyar aktif internet kullanıcısı bulunuyor ve 2017 yılına oranla internet aktif kullanıcı sayısında yüzde 7 oranında bir büyüme oranı söz konusu. Dünya nüfusunun yüzde 53’lük bir dilimine tekabül eden bu rakam, bizlere internetin dünya çapındaki hacmini de gösteriyor. Dolayısıyla rekabetçi yapısı giderek artan bu dünyada görünür ve bilinir olmak gün geçtikçe önem kazanıyor. Peki, hayatımız içinde yeri bu derece önemli olan, internet dünyasında kurumsal veya bireysel olarak var olmamızı sağlayan ve bizleri temsil eden web siteleri dünden bugüne hangi aşamalardan geçip günümüzdeki halini aldı? Hızlı bir tura birlikte çıkalım…

Temelini arama motorları oluşturuyor

Web sitelerinin oluşmasındaki en etkili unsurun arama motorları olduğu biliniyor. Günümüzde yaygın olarak kullanılan arama motorlarının aksine farklı bir algoritması bulunan ve dünyadaki ilk arama motoru sayılan Archie’nin kurulmasından bu yana 28 yıl geçti. Archie’yi ise 1991 yılında geliştirilen Veronica ve Jughead adında iki arama motoru takip etti. İnternet dünyasında dönemine göre devrim sayılan ve dosya arama üzerine kurulan bu arama motorları web sitelerinin temelini oluşturuyor.

HTML dili yayınladı

dünden bugüne web sayfası HTML kodu

Bilinen ilk web sitesi 1991 yılında Tim Berners-Lee tarafından kuruldu. İlk web sitesi ile birlikte internet dünyası yeni bir yeniliği daha bünyesine ekledi. HTML dili ile yayınlanan ilk web sitesi bugünkü web sitelerinin gelişmesi için gerekli altyapıyı oluşturdu. Dünden bugüne milyonlarca web sitesi kuruldu. Bunun ilk adımı ise bundan tam 27 yıl önce atıldı.

Tasarım çalışmaları başladı

Dünden bugüne web siteleri kıyaslandığında sadece altyapı olarak değil tasarım olarak da değişiklikler oldu tabii. İlk web sitesinin kurulmasının ardından web sitelerini geliştirmek için tasarım çalışmalarına ağırlık verildi. 1992 yılında ilk tablo tabanlı web siteleri oluşturuldu. Bu gelişmenin hemen ardından 1993 yılında ise görsel destekleyici web tarayıcıları da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Dolayısıyla web siteleri özelinde gerçekleştirilen tasarım çalışmaları daha da dikkat çekmeye başladı. 1995 yılında Java Script ile PHP’nin icadı ve 1996 yılında CSS’nin de etkisiyle Macromedia Flash’ın ilk sürümleri piyasaya sunuldu. Bu sayede teknolojik gelişmelere açık web tabanlı tasarımlar ve görsel ağırlıklı web siteleri hazırlanmaya başlandı.

Görsel patlama yaşandı

2000’li yıllara gelindiğinde gerçek görünümlü dokular, parlak ve yansımalı elementler ile farklı yazı fontları web sitelerine katkı sağlayan yeniliklerin başında geliyordu. 2007 yılında geliştirilen Grid yapısı, web sayfalarını uygun genişlikteki ızgaralara bölerek daha hızlı ve daha kolay yazılım geliştirme seçenekleri sundu. Eş zamanlı olarak web sitelerindeki görsellerin hareketli bir hale getirilmesine yönelik “Slider” çalışmaları da başladı.

Milyonlarca web sitesi yok oldu

Mobil cihazlardaki teknolojik gelişmeler ile birlikte internet kullanımı daha da yaygınlaştı.
Günümüzde 3 milyardan fazla aktif internet kullanıcısı internete giriş yapmak için mobil cihazları da kullanıyor. 2009 yılında mobil uyumlu web tasarımları ortaya çıktı ve tek sayfalık web siteleri rağbet görmeye başladı. Bunun yanı sıra 2010 yılında büyük teknolojik markalar sırasıyla Micromedia Flash’ı desteklemeyeceklerini ifade ettiler. Bu da Micromedia Flash tabanlı web sitelerinin yok olması anlamına geliyordu. Yeni geliştirilen kaynak çalışmaları ile birlikte web siteleri ciddi bir hal ve arayüz kazanmaya başladı.

Rekabet başladı

Günümüzde ise 2 milyara yakın kurumsal veya bireysel web sitesi bulunuyor. Bu durum rekabeti kaçınılmaz kıldı. Dijital dünyada bilinirliği ve görünürlüğü arttırmak için çeşitli dijital stratejiler oluşturuldu, SEO (arama motoru optimizasyonu) gibi kavramlar dünden bugüne önem kazanarak değişim gösterdi ve web sitelerine trafik çekmek esas konu oldu.

Tim Berners-Lee’nin ilk kurduğu ve öncelikle sadece CERN’in içinde erişilebilen web sitesiyle bugün artık cebimizin içindeki bir cihazdan bile erişebildiğimiz web siteleri arasında dünyalar kadar fark var. Dünden bugüne hem altyapısal hem tasarımsal olarak evrim geçiren web sitelerinin yarın nasıl karşımıza çıkacaklarını ise birlikte göreceğiz.